Yayınevi:
Sayfa Sayısı:
ISBN:
Baskı Yılı:
Satın Al
Kitap Konusu
Sabahattin Ali Kürk Mantolu Madonna Raif Bey 20’li yaşlarda babasının isteği üzerine Berlin’e gitmiş, içine kapanık ve melankolik bir adamdır. Sanata merakı nedeniyle gittiği bir sanat galerisinde, tablolar arasında bir sanatçının otoportresini görür ve tablolardaki kadını hiç tanımamasına rağmen ona platonik aşık olur. Bu günden sonra Raif Beyin hayatı geri dönüşü olmayacak bir şekilde değişecektir. Maria Puder ve Raif efendinin aşkı anlatılmaktadır. Fakat biz bu aşkı yaşandığı dönemde değil de çok seneler sonra anlatıcımızdan dinliyoruz.
Kitap Özeti
Sabahattin Ali Kürk Mantolu Madonna Kitabın ana karakteri Raif efendi. Kitap içinde onun hikayesini öğreniyoruz. Fakat yazmış olduğu ve ölüm döşeğinde iş arkadaşına verdiği günlükten. Hastalıkla savaştığı bir dönemde çok kısa zaman önce tanıştığı iş arkadaşına, hayatında neler olduğunu en azından biri dahi olsa bilsin diye hayat hikayesini yazdığı günlüğü verdi. Sonrasında ise olayları günlükten, Raif Bey’in ağzından okuyoruz. Raif Bey’i, babası iş öğrensin diye Almanya’ya gönderiyor. Fakat oraya gittikten sonra Raif Bey kesinlikle bir işe girip çalışmak veya başka bir iş öğrenmek için girişime girmiyor. Çünkü yapmak istediği şeyin bu olmadığını düşünüyor. Uzun bir zaman orada kalıyor. Almanca öğreniyor. Babası hattına bir işede giriyor. Ama asıl hikaye gittiği bir sergide gördüğü tablo ile başlıyor. İlk gittiği zaman tablonun önünde uzanca bir zaman geçiriyor. Karşısında ki tablo adate çekiyor onu. Bir kere iki kere derken Raif Bey, o tablo için sergiye gitmeye devam ediyor. İşte o zaman onunla tanışıyor. Maria Puder. Raif Bey’in ilk ve en büyük aşkı. Hatta son aşkı. Maria Puder, aslında başından beri hayatında bir erkek tarafından baskılanan kadınların yaşadıklarından dolayı sevgili istemediğini defalarca kere söylüyor.
Fakat ‘Ayrılıklar Sevdaya Dahil’ kim demişse burada da bu oluyor ve Raif Bey, Türkiye’ye gelmek zorunda kalıyor. Çünkü mirası alması ve ailesine bakması gerekiyor. Geliyor ve babasının verdiği mirası daha da büyütüyor. Çünkü gelenden önce Maria Puder’e söz veriyor. Onu da yanına alacak ve beraber yaşayacaklar. İlk zamanlar sürekli mektuplaşırken bir süre sonra Maria Puder mektup yazmayı bırakıyor. Raif Bey ise onun kendisini artık istemediğini düşünüyor. Yoluna koyduğu tüm işleri batıyor. Bildiği Almanca ile tercümanlık yapıyor. Ve başka bir kadınla evleniyor. Mektupların kesilmesinden yaklaşık 7-8 yıl sonra Almanya’da tanıştığı birini görüyor. Aynı zamanda kendisi Maria Puder ile de uzaktan akraba. Yanında ise bir çocuk. Ve kadın söylüyor. Meğerse Raif Bey gittikten bir süre sonra Maria Puder hastalanıyor. Çocuğunu doğurduktan sonra ise ölüyor. O çocuk ise Raif Bey ile ikisinin çocuğu. O tanıdığı kadın ile aşık olduğu kadından kalan son hatırası gidiyor. Onu bir daha hiç görmüyor. Raif Bey ise herkes tarafından hor görülen ve kimsenin sevmediği biri olarak yaşıyor ve ölüyor.