Yayınevi:
Sayfa Sayısı:
ISBN:
Baskı Yılı:
Satın Al
Kitap İncelemesi
Sabahattin Ali Kürk Mantolu Madonna Raif Bey 20’li yaşlarda babasının isteği üzerine Berlin’e gitmiş, içine kapanık ve melankolik bir adamdır. Sanata merakı nedeniyle gittiği bir sanat galerisinde, tablolar arasında bir sanatçının otoportresini görür ve tablolardaki kadını hiç tanımamasına rağmen ona platonik aşık olur. Bu günden sonra Raif Beyin hayatı geri dönüşü olmayacak bir şekilde değişecektir. Maria Puder ve Raif efendinin aşkı anlatılmaktadır. Fakat biz bu aşkı yaşandığı dönemde değil de çok seneler sonra anlatıcımızdan dinliyoruz.
Kitaptaki karakterleri çok sevdim. Her biriyle ayrı ayrı tanışıyor, haşır neşir oluyorsunuz. Ayrıca yazar, çok ince bir ayrıntı olan, insanların dış görünüşüne rağmen içinde yaşamış olduğu hayatı ele aldığı için bu kitaba hayran olmamak elde değil. Kitabı okuduktan sonra çok düşündüm; etrafımda kaç tane Raif efendi var diye. Belki de binlerce Raif efendi var şu dünyada… Raif efendiye çoğunuzun aksine ben kızdım. Çünkü gidebilirdi, arayabilirdi ama o sadece kendini kahretti, hayatını mahvetti.
Raif Bey’ in düşüncelerini, geçmişini, duygularını ne zaman öğreneceğim diye merakla bekledim. Her şey ortaya çıktığında ise yaşadığım şaşkınlık ve üzüntüyü tarif edemiyorum. Kitaptan bu kadar etkilenmem mümkün müydü? Kişinin konuşacak o kadar fazla şeyi varken susmasının, güvenilen bir kişi ile yaşanılan olumsuzluk sebebiyle tüm insanlara küsmesinin, başkaları nezdinde tamamen değersiz olduğunu düşünmesinin ve değerinin ancak öldüğünde fark edileceğini sanmasının verdiği yükü hiç de belli etmeyen Raif Bey, aslında o kadar yük altında eziliyor ve kimse bunu fark etmiyor bile.